1942'de, Waldemar Semenov ve Kuzey Carolina kıyılarının yaklaşık 300 mil açıklarında bulunan silahsız bir ticaret gemisi olan Alcoa Guide'ın mürettebatı kendilerini dar ve sığ bir noktada buldular. Semenov'a göre, bir Alman U-botu yüzeye çıktı ve gemiyi "atış talimi hedefi" olarak kullanarak ateş açtı. Gemi alevler içinde ve batmanın eşiğindeyken Semenov ve mürettebatından bazıları cankurtaran botlarına ulaşmayı başardı. Hayatta kalanlar, küçük bir pusula kullanarak, bir Amerikan muhrip gemisi tarafından kurtarılıncaya kadar üç gün boyunca kuzeybatıya doğru yelken açtılar. Semenov'un pusulası şu anda Ulusal Amerikan Tarihi Müzesi'nde sergileniyor.

Kendinizi açık denizlerde düşman ateşinden kaçarken bulma imkanınız olmasa bile, Semenov'un hikayesinin pusulanın önemi vurgulayan çok güzel bir kanıttır. Modern GPS cihazları, vahşi doğada gezinmeyi kolaylaştırsa da, birçok uzman, dağlık bölgelerde gezinmek için denenmiş ve doğrulanmış bir yöntem olan pusula ve harita kullanımını önermektedir veya en azından, bunu bir elektronik navigasyon sistemine yedek olarak önermektedir. 

Peki ya kendinizi pusulanızın kaybolduğu ya da kırıldığı ve kurtarıcıların sizi nerede bulacaklarını bilemeyecekleri, son derece şanssız bir durumda bulursanız ne olacak? Elbette eski yosun numarası var (Kayaların veya ağaçların yosunlu yüzleri kuzeyi işaret eder). Ama bu oldukça güvenilmez bir yöntem. Açık arazide kolunuzdaki geleneksel, analog bir saatin aynı zamanda bir pusula olarak kullanılabileceğini biliyor muydunuz? Bu kullanım şekli, neredeyse bütün dünya ordularının hayatta kalma el kitaplarında bile öğretilen eski bir numaradır. Hatta bazı saatlerde süreci kolaylaştıran bir pusula çerçevesi bile bulunur, ancak 12 saatlik ölçeğe sahip herhangi bir analog saat işinizi rahatlıkla görecektir. Tamam belki bu yöntem de mükemmel değil ama yine de yaşam ve ölüm arasındaki ince çizgide gezindiğinizi hissettiğinizde kesinlikle yardımı dokunacaktır. 

Eğer Kuzey Yarımküre'deyseniz, güneşin net manzarasına sahip yakın bir açık alan bulun. Saatinizi çıkarın ve saat on iki işareti sola bakacak şekilde elinizde yatay olarak tutun, ardından akrep ibrenizi güneş yönüne çevirin. Saatinizin akrebi ve 12 işaretinin tam ortası size güney yönünü gösterecektir. Eğer bu işlemi öğleden önce yapıyorsanız akrep kolundan saat yönünde, öğleden sonra yapıyorsanız akrep kolundan saat yönünün tersine ölçüm yapmalısınız. Örneğin, öğleden sonra saat dört ise, akrep ibresini güneşe çevirin, böylece saat 2 yönünde güney istikameti olması gerekir.Eğer tam öğlen vakti ise akrep direkt güneyi gösterecektir.


Eğer Güney Yarımküre'deyseniz, yöntem esasen tersine çevrilir. Güneşi net bir şekilde gören bir yer bulacak, saatinizi çıkaracak ve yatay olarak tutacaksınız, ancak saat on iki işaretini güneşe doğru çevireceksiniz. Kuzey, bu durumda saatin on iki işareti ile akrep ibresinin arasındaki orta noktada olacaktır.



 

Komando El Kitabı daha fazla doğruluk için, yere koyu bir gölge oluşturacak küçük bir sopa dikilmesini tavsiye ediyor. Bu işlemde de süreç esasen aynı ancak akrep ibresini veya saat on iki işaretçisini güneşe doğru çevirmek yerine,çubuğun gölgesinin zaman içerisindeki yer değişimi takip edilmelidir. Çubuğun ilk gölgesinin yeri işaretlenir. Vakit ilerledikçe bu gölgenin yeri değişecektir. Değişen gölge yeri tekrar işaretlenir. İlk işaretlenen noktaya sol ayak, ikinci gölge yerine de sağ ayak konulur. Yüzün dönüldüğü kısım Kuzey yönüdür.


Aklınızdan Çıkarmayın ! Bu yöntemin yalnızca güneşin göründüğü gündüz saatlerinde işe yaradığını unutmayın. Ekvatora ne kadar yaklaşırsanız, güneşin hareketini ayırt etmek o kadar zorlaşacağından, sadece ılıman bölgelerde işe yarayacaktır. Ayrıca gün ışığından yararlanma zamanı konusunda da dikkatli olun. Yaz aylarında denemeler yaparken ya saat ibresini bir saat geriye ayarlayın ya da saatin bir işareti ile akrep ibresi arasındaki orta noktayı kullanın.