İnsan kendini gerçekleştirmek için hangi yaştan sonra bilinçlenir? Hangi aşamaları geçtikten sonra? Kendini gerçekleştirmek nedir? 

Bir süredir bu sorulara takıldım. İyi bir mesleğim ve ortalamanın üzerinde bir gelirim var. Lakin bu kendini gerçekleştirmek mi oluyor acaba? Yok hayır bu değil. Değil çünkü kendimi çok ezik hissediyorum dünyaya karşı. Hani buna isim bırakma, tarihe geçmek mi dersiniz, yoksa kalıcı başka şeyler yaparak isimsiz kahraman olmak mı bilmem.

Şu Maslow'un ihtiyaçlar hiyerarşisinde neredesiniz? Hangi basamağa ulaştığınızı hiç düşündünüz mü? 



Şekil için blog.zegran.com a teşekkürler


Şu tabloya bakarak ilk 4 basamağı tamamladığımı net bir şekilde görebiliyorum. Sakın bunu ukalalık olarak algılamayın. Bişeyler paylaşıyoruz şurada sizinle. Fizyolojik, Güvenlik, Ait olma ve sevgi ile değer ihtiyaçları sağlamışız çok şükür. Hayat bu şansı bana vermiş. Ama şimdi benden hesap soruyor, beni köşeye sıkıştırıyor gibi geliyor. Şu ana kadar cümlelerimde ki devriklik ve tutarsızlıktan dolayı özür dilerim sizlerden. İnanın kafam çok karışık. 

8 bin metrelik 8 hedef kaldı
Tunç Fındık
Mesela geçen gün bir gazetenin ekinde dağcı Tunç Fındık röportajını okudum ve gıpta ettim. Dünya dağcıları arasında 14x8000 olarak tanımlanan bir rütbe,bir etiketten bahsetmiş. Dünya üzerinde yüksekliği 8000 metrenin üzerinde olan 14 zirvenin tamamına tırmanan dağcılara veriliyormuş bu ünvan. Macerayı, hedefin büyüklüğünü, yüreğin büyüklüğünü ve yaşanan hazzı hayal edebiliyor musunuz. Ben biraz düşündüm ve oturduğum yerde kendi kendimi yedim bitirdim. Kendisi bunlardan 6 sını tamamlamış kalan 8 i için hayatını planlıyor. Mükemmel bir hedef ve kendini gerçekleştirme çabası görüyoruz.

Merak edenler için www.tuncfindik.com








Birde şu haber geldi aklıma, Leonardo Dicaprio demiş ki "Artık kadınlardan bıktım. Cinsel ilişkiden zevk almıyorum." Nasıl bir duygudur bu ya, nasıl olur yani diye düşünüyor insan. Tabi bu insanın her boy ve ebatta, her renk ve milletten bir çok kadının tadına bakma şansını yakalamış olması zamanla kolay ulaştığı sevişme hazzını etkisiz kılmış olabilir. Yani diyeceğim şudur ki, işin içinde peşinden koşma ve mücadele etme özelliği kalmadığı ve neredeyse her istediğiyle sevişme şansını yakaladığı için zevk ve haz bitmiş. Makineleşmiş.Duygu kalmamış. Bu gibi insanların yukarıdaki Maslow hiyerarşisi basamaklarını bitirmiş ve fezaya ulaşmış olduğunu açık bir şekilde görüyoruz. Basacak basamak kalmayınca, ayakları yerden kesilip ya tepe taklak düşüyorlar yada uçuk hayatlar peşinde erkenden ölüyorlar. 






Yukarıda örnek gösterdiğim iki isimden biri son basamağı sonuçlandırma aşamasındayken diğeri üçgenin zirvesinden fırlamış sanki. İnsanoğlu garip. İstekleri bitmiyor, doyumsuz. Ama doymakta kötü işte. Hayatı hayat yapan, durmadan istemek, istemek ve istemek bence. Ve bu istekler ve hedefler için mücadele etmek. Mücadele bitince, herşeye ulaşmak ve elde etmek kolaylaşınca hayat bitiyor. 

Bulutlarım arasında çakan şimşekler bunlar işte. Yoğun hayat felsefesi baskısı altındayım. Kendimi yumurtasının kabuğunu az sonra kıracak bir dinozor gibi hissediyorum. Dalgınım, düşünceliyim bu ara. Monoton bir hayatın rüzgarına kapılmama mücadelesi, bir çıkış, bir ışık. Her daveti reddediyor, çevremdekilerin kalbini kırabiliyorum bu ara. Hepinizden özür diliyorum. Lakin bu yumurtanın kabuğunu kırana kadar, son basamağın ışığını çatlayan kabuğun arasından görene kadar meşgulüm.

Allah bana doyumsuz ve bol mücadeleli bir hayat versin, heyecanımı, öfkemi, hırsımı, zevkimi, sevgimi benden almasın. 

(Çayımda buz gibi olmuş, bir hışımla içtim yazımı bitirince, icetae kıvamında, böeğğhh!! )